Yaşantımızın çoğunu evlerimiz ve iş yerlerimiz gibi yapıların içinde geçiriyoruz. “Mimari psikoloji” son yıllarda oldukça ilgilenilen konulardan biridir. Yaşadığımız ortamlar bireysel gelişimimiz için verimli bir etkendir. Mimarlığın insanlar üzerinde oluşturduğu etkileri, duyguları ve davranışları keşfetmek ve binaların planlanması için öneriler sunmayı amaçlar. Evler, ofisler ve binaların stresi azaltmak veya refahı artırmak için nasıl tasarlanabileceğini açıklar.
Kötü tasarlanmış mimarinin psikosomatik semptomları tetikleyebileceğine, yorgunluğu, stresi ve hatta fiziksel rahatsızlığı artırabileceği tartışılıyor. Bu sonuçlar aylar veya yıllar gibi uzun vadede ortaya çıkar. Bu mantık ile mimarinin aynı zamanda iyileşme süreçlerini destekleyebileceği ve refahı artırabileceği konusu da ön plana çıkıyor. Duyularımız duygularımızı, düşüncelerimizi ve hareketlerimizi etkiler. Kendimizi rahat hissettiğimiz bir ortamda huzursuzluk, aşırı duyarlılık ve endişe gibi olumsuz etkenler azalır.
Memnuniyet duygusunu olumlu anlamda etkileyen ortamlar öz saygı, motivasyon ve konsantrasyonumuzu güçlendirebilir. Mekanlara pozitif bir bağlılık sorumluluk duygusunu güçlendirir. Mekansal yapılar aynı zamanda emniyet hissini de tetikleyerek kendimizi güvende hissetmemizi sağlarlar.
Kısaca, yapıların tasarımı, düzenlenmesi ve donanımı insanların psikolojilerini, davranışlarını duygularını etkiler. Öfke, stres ve endişe gibi olumsuz etkenleri tetikleyebilecekken, günlük yaşantımızda algılarımızı iyi yönde geliştirebilirler.
Bizde Mimart Atölye olarak sağlıklı tasarım iyi tasarımın doğasında bulunduğuna inanıyoruz. İnsanları mutlu edecek, iyileşmelerini hızlandırabilecek, kendilerini güvende hissedebilecekleri insan odaklı, insana değer veren yaşayan sağlık yapıları inşa ediyoruz. Hizmetlerimiz hakkında daha detaylı bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.
Leave a comment